BİYOTEKNOLOJİK GENÇ ZİHİNLER

Geçtiğimiz hafta sonu davet edildiğim AMGEN Biotech Experience Türkiye ekibi tarafından organize edilen ve maya okullarınca desteklenen Biyoteknoloji Öğretmen Zirvesine katıldım. Bu zirve bana bilimin ne kadar canlı ne kadar heyecan verici olabileceğini bir kez daha gösterdi. Ancak bu kez bilim insanlarının değil, gençlerin yani öğrencilerin gözünden bakmamı sağladı.

Öncelikle şunu söylemek isterim: Biyoteknoloji, kulağa çok teknik gelse de aslında günlük yaşamımızda düşündüğümüzden çok daha fazla yer kaplayan bir bilim dalıdır. En basit tanımıyla, biyoloji bilgisinin teknolojiyle birleşmesiyle ortaya çıkan bu alan sayesinde; hastalıkların tedavisinden tarıma, çevre temizliğinden gıda üretimine kadar pek çok alanda çözüm üretiliyor. Örneğin; genetiği değiştirilmiş tohumlarla kuraklığa dayanıklı bitkiler yetiştiriliyor, gen terapileriyle bazı kalıtsal hastalıkların önüne geçiliyor, hatta bazı bakteriler çevre kirliliğini temizlemek için kullanılıyor.

Zirvede, ortaokul ve lise öğrencilerinin yaptığı projeleri izlerken, işte bu karmaşık gibi görünen bilimin ne kadar anlaşılır hale getirilebildiğine tanık oldum. Gençler, biyoteknolojiyi sadece kitaptan öğrenmemiş; oyunlara dönüştürmüş, çizmiş, tasarlamış, anlatmış… Mesela bazı öğrenciler, genetik bilgiyi anlatan bir masa oyunu tasarlamışlar. Oyunu oynarken hem eğleniyor hem de öğreniyorsunuz. Bir başka grup, laboratuvar ortamı olmayan sınıflarda biyoteknoloji konularının nasıl öğretilebileceğini gösteren öğretim materyalleri hazırlamış. Yani biyoteknolojiyi sadece dört duvar arasında değil, her yerde anlatabilecek yollar bulmuşlar.

Şunu da belirtmeden geçmek istemiyorum; zirveye gelen bazı öğrenciler ve öğretmenlerle yaptığım görüşmelerde bu tür yaratıcı, katılımcı ve üretime dayalı öğrenci çalışmalarının önünde kibirli insanlar zaman zaman görünmeden engel olabiliyorlar. Bilgiye sadece kendisinin sahip olduğunu düşünen, yeni fikirleri dinlemeden yargılayan bu tür bakış açıları, öğrencilerin cesaretini kırıyor, öğretmenlerin heyecanını törpülüyor. Biyoteknoloji gibi gelişmekte olan ve toplumun bilinçli bireylerine ihtiyaç duyan bir alanda, biz eğitimciler ve veliler olarak çocuklarımızı teşvik etmeli, onların hayal gücüne saygı duymalıyız.

Zirvede dikkatimi çeken bir şey daha oldu: Bu gençler, biyoteknolojiyi sadece bilimsel yönüyle değil, toplumsal boyutuyla da düşünüyorlar. “Bu teknolojiler hayatımıza nasıl etki eder?”, “GDO nedir, zararlı mı, yararlı mı?”, “Etik sınırlar neler olmalı?” gibi sorulara da kafa yoruyorlar. Bilgiyi ezberlemekten çok, onu yaşamla ilişkilendirmeye çalışıyorlar. Zirvede şunu net bir şekilde gördüm: Eğer çocuklara güvenilir bir yol gösterirseniz, onlar sizi şaşırtmayı başarır. Biyoteknoloji gibi bir disiplinde bile…. Çünkü öğrenmek sadece laboratuvarda tüplerle değil, hayal gücüyle, merakla ve özgür düşünebilen beyinlerle gerçekleşiyor. Eğer öğretmen rehberliğinde doğru yönlendirilirse, biyoteknoloji sadece bir laboratuvar disiplini değil; sınıfın duvarlarını aşan, yaşamla bütünleşen bir düşünce biçimi haline geliyor.

Bugün belki bir öğrencinin geliştirdiği oyun, ileride bir bilim insanının araştırmasına ilham verecek. Belki evde yapılan basit bir deney, yıllar sonra büyük bir buluşun ilk adımı olacak. Kim bilir? Çünkü bilim dediğimiz şey, bir hayalle başlar. Ve o hayali kuran çocuklar, bizim geleceğimizdir.

Sonuç olarak diyebilirim ki: geleceğin bilimi olan biyoteknolojiyi çocuklarımız bugünden yaşamaya başlamış bile. Bize düşen ise onlara destek olmak, yol açmak ve bu merak yolculuğunda yanlarında yürümek…

Biyoteknoloji Öğretmen Zirvesine katılan, düzenleyen, destekleyen ve kısacası emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Çok verimli ve güzel bir zirve olduğunu düşünüyorum. Şiddetle devamını diliyorum. Selametle kalınız. Vesselam.

Fethi Ahmet ÖNER

Eğitimci/Yazar

fethiahmetoner@gmail.com

Related posts

One Thought to “BİYOTEKNOLOJİK GENÇ ZİHİNLER”

  1. Mesut Hekimhan

    Gençlerin teknolojiyi yararlı amaçlarla kullanması çok güzel. Tebrik ediyorum üstadım.

Leave a Comment